"Yüzümdeki sızı, kaybolmuş bir güneşin ıslak kalıntısı gibi, gözlerinde son bakışımda saklıdır.”
"Yüzümdeki sızı, kaybolmuş bir güneşin ıslak kalıntısı gibi, gözlerinde son bakışımda saklıdır.”
SIZI
Sabahları gelip akşamları giden bir takvimin sayfalarında,
Uzayıp gider yalnızlığım, yaprak bile kımıldamaz.
Kalbim çıplak güneşi çalınmış ağustosta,
Umut kesik, yorgun kaldırımlara sığmaz.
Öyle bir duygu ki bu gelir,
Bir yol alış gibi boğazıma takılır.
Hatıralar ıslak kitap cümlelerinde,
Kirpiklerimde bir bakışında, bir çift gözde saklıdır.
Yılların bütün yorgunluğu üstümde,
Sensiz geçen her nefeste eksilirim.
Yetim bir çocuk gibi burnumu çekerek,
Hıçkıra hıçkıra ağlamak isterim.
O an bir avuç toprak çeker beni,
Dilim bağlanır, uzun uzun dua ederim.
Yüreğim titrek ellerinin arasında boğulur,
Sessiz bir acı içerisinde, bir düştür bu bilirim.
Mezara indirilen ölüler gibiyim,
Göğsümde alabildiğine ıslak bir ateş parçası.
Gözlerinde o son bakış kalacak çaresiz,
Sen kaçtığım kentlerden, eksik harflerde dinmeyen bir sızı.
Halil Kumcu
7 Ağustos 2022 / Pazar / Bartın