"Sevda, varla yok arasında bir uçurum gibidir; kalpteki boşluk, her an eksikliğiyle kendini hatırlatır."
"Sevda, varla yok arasında bir uçurum gibidir; kalpteki boşluk, her an eksikliğiyle kendini hatırlatır."
HA VAR HA YOK
Ne duman tüter, ne de ateş söner;
Öyle bir kalbe düştüm ki hükmüm yok.
Yürek her tutuştuğunda ah eder,
Yakar sözlerin, dilin kemiği yok.
Nefesime hapsettim gözlerini,
Bu canda tutamadım hayalini.
Işığım kaybolmuş, batar dikeni;
Kelimeler eksik, od yok, ocak yok.
Hissiz, sevgisiz ve tükenmiş kalbim,
Artık hiç atmıyor, aman dilerim.
Gelip girsen ta şurama sevgilim,
Sanki rüyaydı, ismin var, cismin yok.
Yaşamak için bir sebebim vardı,
Yürüdüğüm yollar ölüm çağırdı.
Kaldırım taşları tek yoldaşımdı,
Geçmişin ağırlığı yük bilen yok.
Sensiz örselendi bütün hikâyem,
Geç kalmışlığın sonu yine elem.
Çocukluk benimkisi, bil bir tanem,
Zehirden aşağı kalır yanı yok.
Buruk bir duygu yüklenirse kışın,
Kulakların çınlarsa bugün yarın,
Takılırsa uzaklara ansızın,
Bir derin sızıdır, bu tarifi yok.
Buğulu cama çizdim geçmişimi,
Yanlış kapıda geçirdim mevsimi.
Sessiz film gibi demir alır gemi;
Burası sürgün yeri, ha var ha yok.
Halil Kumcu
15 Ekim 2021 / Cuma / Ankara