"Aldanmış bir kalp, zamanın derin yaralarında kaybolur; gerçeklerin acı gerçeği, hayallerin efsununu gölgede bırakır."
"Aldanmış bir kalp, zamanın derin yaralarında kaybolur; gerçeklerin acı gerçeği, hayallerin efsununu gölgede bırakır."
EYVAH Kİ EYVAH ALDANDIM
Yüreğimden kopan bir ahla aklıma düşer;
O leyli leyli yaş içindeki kelimelerin
Bütün bütün delik deşik zayi olur;
Aynalara çarparak yankılanan sesin.
Yalan dünyayı tutan bu ahla,
Hayatım bir uykuda rüya gibi geçti.
Acı bir hakikat ki boş bir beşikle avutulan
Temelsiz ömür rüzgâr gibi uçtu gitti.
Kanıyor kalbimin kırık parçaları;
Alıcı kuşlar gibi dönüp durma başımda.
Kapama gözlerini, üşüyorum;
Bir kibrit çöpüne tutunurum oracıkta.
Seninle yanmaya da varım ben;
Firardaki sol yanım ele avuca sığmaz.
Ey gönlüme taht kuran fani beden,
Şikâyetim var, bağlasan durmaz.
O gaflet içinde dolanırken başka başka âlemlerde,
Senelerce ismini sayıkladım.
Kimseyi koyamadım yerine;
Böğrüme yakılmış o ince türkülere sarıldım.
Nasıl da koşar adım çabucak geçti;
Çıkmıyor kokun dört duvardan, ah o zamanlar.
Seni benden parça parça koparır;
Sana taşır, örseleyerek hatıralar.
Uzun zifiri bir karanlık içim;
Ölümle ödeşmek için cayır cayır yanar.
Bu feryat kimin arşı aladan?
Yine eyvah dedirten yâr.
Eyvah neye yarar, ah neye yarar?
Dar bir toprağa girdiğin zaman,
Kalp çarparken kıvılcımlanır;
Bir sesle yükselir yol ayrımından.
Boğazıma dek batmış bir aşka,
Ah mı edeyim, eyvah mı, Allah’ım?
Can mı bîçare, canan mı, ah ah?
Uzun bir uykudan daha uyanamadım.
Bir kadının girdabında, eyvah;
Eyvah ki eyvah, aldandım.
Hoş bir hayale ömrümü kurban ettiğimi
Mezaristana göçtüğümde anladım.
Halil Kumcu
31 Mayıs 2024 /Cuma / Ankara