"Geçmişin izleri, geleceğin karanlığında kaybolur; ama her adım, ölüme doğru atılan bir yaşam parçasıdır."
"Geçmişin izleri, geleceğin karanlığında kaybolur; ama her adım, ölüme doğru atılan bir yaşam parçasıdır."
GEÇTİM DÜNYA ÜZERİNDEN
Acılar omzumda uzun uzun ağlar,
Kırgınlıklar, kızgınlıklar üstümde yük.
İçime bir damla gözyaşı dökülür,
Yaralar deşilir, kan damlayarak çürür;
Kesif toprak kokusu gelir, bölük pörçük.
Dönsem çürüyeceğim, gitsem tükeneceğim.
Çaresiz toprağa düşen can, tenden vaz geçti.
Çökertti yüzümü, gazap atı ağarttı saçlarımı;
Ruhumun derinliklerinde sessiz çığlıklarımı,
Sisli düşünceler, kül ve yanık odun kokusu ekti.
Hayat, avudan acı dolu nefeslerden ibaret;
Ucu görünmeyen karanlık tüneller içindeyim.
Ölüme yatar gibi yatıyorum her gece,
Umutlar yabancı, birer birer söndü sinsice;
Avuçlarımdan düştü birkaç anı, birkaç resim.
Hikâyemin düğmeleri derin kuyularda,
Yaralı çocukluğum yargılıyor tüm geçmişimi.
Ruhumun sessiz köşelerine saklandılar,
Bağırıyor sessizce, avazı çıktığı kadar;
Çakır ayaz soğuğun bağrında kuruttu dilimi.
Kelimeler suskun, dil kılıçtan keskin.
Anamın karnında bulduğum huzur.
Tükendi sayılı günlerim, sayı hesabıyla;
Geçtim dünya üzerinden, yıkıla yakıla;
Kâh kavurgan güneş, kâh çakır ayaz olur.
Halil KUMCU
9 Nisan 2019 / Salı