Hatıralarımda yaprak döken acılarım,
İçimi üşütür, depreşen yalnızlığımda.
Bir ağaç gövdesi gibi köklerim çürür;
Derinden sızlar ayrılık günlerinin akşamında.
Vakitli vakitsiz ağır bir dem bu dökülen;
Yaşlarla yüklü gözlerim senden yadigâr.
Hoyrat taşlarda ağıt gibi hasretin,
Geçmişi taşıdığım takvimi sarar.
Bir ağaç dalına tutunur gamsız gülüşlerin,
Bir sesle döver saatlerce baktığım yüzü.
Yine güneş batıyor, yine şafak söküyor;
Uzayıp gidiyor sensizliğe gökyüzü.
Gün gün derinleşen alnımdaki çizgiler,
Dört duvarda kapanmayan gözlerimde gezinir.
İçine düştüğüm kelimeler karanlık;
Adından gayrısı dilimden harf harf silinir.
Ömrümün hazanı yüklenmiş gamı;
Akşam yine akşam, hûş der dem.
İki nefes arasında gidip geliyorum;
Boş bir kâğıt, birkaç söz ve kurşun kalem.
Halil Kumcu
9 Ekim 2022 / Pazar / Bartın