“Aşk, bazen bir hiçlikte kaybolmaktır; ama bu kayboluş, varoluşun en derin yankısıdır.”
“Aşk, bazen bir hiçlikte kaybolmaktır; ama bu kayboluş, varoluşun en derin yankısıdır.”
YALNIZLIĞIN ÖYKÜSÜ
Geçmişimin terkisinde keşkeler,
Bütün hayatın gerisinde ömrüm.
Takılı kaldığım çocukluğumla,
Akıp gider gözlerimden başucumdaki albüm.
Kim gitmekle gidebilmiş ki,
Hani demişti ya Cemal Süreya bir şiirinde,
“Gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır...”
Bir de bakarsın ki külün bile kalmaz bu şehirde.
Akan sular, hiçbir an geri dönmedi,
Bugünün asla yeniden doğmayacağı gibi.
Bu bir iflastır, hiçliğimden bilemedim,
Yalanmış bu dünya, yalanmış Ya Rabbi.
Geçmiş bir hayal gibi, nasıl da geçti sahi,
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın dediği o yıllarda,
“Daha dün başlamıştım yaşamaya”
Bir var, bir de yok oldum şu zamanda.
Hayatın deminde ne gam ne keder,
Her şey ne kadar da boş ve hissiz.
Bir derin dipsiz kuyuda çırpınmak benimkisi,
Sonra da benliğinde kaybolmak isimsiz.
Hepten büyük bir yalnızlığın öyküsü bu,
İnsanlar arasında önce hiçlik sonra yokluk.
Varlığını bağrımda taşıdığım yar,
Ölü bedenler, aşk der sonrası sonsuzluk.
Halil Kumcu
31 Aralık 2021 / Cuma / Bartın