"Aşk, kalpte bir nöbetçi gibi yerleşir; her anı bir bekleyiş, her anısı bir iz bırakır."
"Aşk, kalpte bir nöbetçi gibi yerleşir; her anı bir bekleyiş, her anısı bir iz bırakır."
AŞK NÖBETİ
Tanıdık bir sesle yüzüme vurur;
Pencerenin kenarında duran.
İçimdeki nedensiz yaprak dökümü,
Eteğindeki taşlardan.
İhaneti gördüm yalın ayak;
Takvimler hep orayı kovalar.
Yemekten içmekten kesildim;
Her kışın bir baharı var.
Hayattan yine kaybettim;
Heybemde binlerce kırık.
Mezbahaya döndürdün yüreğimi;
Yazık ettin ikimize de, yazık.
Ne var ki çağırır gözü yaşlı
Şu kızgın toprak.
Sensizliği deler geçer bir ofla;
Eskisi kadar kederli ve ıpıslak.
Kalbime çöken bu kış hiç bitmeyecek gibi;
Gamla kasvetle inersin çığlık çığlığa.
Dilim bağlanır, esirin olur;
Kemiklerine kadar sağır yastığa.
Yıllar geçip gidiyor
Yalınayak fısıltıyla;
Saçlarıma düşürdüğün akları sayıyorum;
Aşk yorgunuyum, aşk yorgunu valla.
Gözüme takılan görüntülerden eksiltir
Yaşadığım her gün belleğimdeki cismini.
Senden dem vuran bütün aylar silik çekiyor;
Kaderin eşiğine doğru götürüyorum çehreni.
Kör etmiş gözümü bu aşk, kör;
Acısını ciğerlerime kadar hissediyorum.
O hâlâ içimde;
Aşk nöbetlerinden biliyorum.
Halil Kumcu
29 Nisan 2024 / Pazartesi / Ankara