"Gönül yorgunluğu, beklemenin ve yalnızlığın acısıyla içsel bir ölüme dönüşür; yaşlılık değil, bekleyişin verdiği yorgunlukla kararmış bir ruh."
"Gönül yorgunluğu, beklemenin ve yalnızlığın acısıyla içsel bir ölüme dönüşür; yaşlılık değil, bekleyişin verdiği yorgunlukla kararmış bir ruh."
GÖNÜLDEN YORGUNUM
Dizimde dahi takat yok,
Birden saçlarım ağardı.
Kör kandilin ışığında,
Gözlerimin feri söndü, ıslandı.
Hiçbir şey yapmak istemiyor canım.
Elimde değil, gönülden yorgunum.
Seyir defterinde yazıldığına göre,
Kaptan, ben zaten ölü doğmuşum.
Bu küslükler yalnızlık getiriyor,
Yalnızlık aşkı çürütüyor.
Kırılmadık hiçbir yanım kalmadı,
En çok da beklemek koyuyor.
Aynı dünyanın insanı değiliz ki biz,
Eskiden kızardım.
Hiç kimse diye bir yer var ya,
En çok orası kandırdı eksik tarafım.
Bir suçluluk duygusu basar ki,
Söylemesi kolay, yaşaması zor.
Düşlemek var ya, yaşlandırıyor,
Alışmaya çalışıyorum, olmuyor.
Buradan esen rüzgâr üşütüyor sevdiğimi,
Bedenler buluşmaz, ruhlar belki.
Yine yırtıldı cebimdeki umudum,
Ne susuyor ne konuşuyor içimdeki.
Çoktan ölmüşüm ben, çoktan.
Bunu unutarak sen yaptın.
Ölüyüm ben, ölü.
Beni kendi kendime bırakın.
Rüyasız bir uyku gibi hikâyemiz,
Kederli aşkımızla cebelleşiyor.
Tutmuş son günü olduğunu bilmeyen,
Kelebeklerden bahsediyor.
Çok şey anlatmak istiyor canım,
Lakin elimde değil, mecalsizim.
Yaşlılıkla alakası yok bayım,
Bunu bin yıllık bekleyişten bilirim.
Halil KUMCU
9 Kasım 2023 / Perşembe / Ankara