"Felek, acılarımdan beslenen bir ustadır; her darbede kalbimin derinliklerine işlediği yaralar, hayatıma yön vermiştir."
"Felek, acılarımdan beslenen bir ustadır; her darbede kalbimin derinliklerine işlediği yaralar, hayatıma yön vermiştir."
FELEK
Aşkım, kederim benim bitmez çilem;
Dile geldikçe kanar her bir zerrem.
Yine eyvah ki eyvah, kahpe felek;
Bir kerecik bari zülfünü görsem.
Geldin, elemler geçirdin düğüme;
Prangalar ördün öylece göğsüme.
Artık çarkın kırılsın, kopsun felek;
Kara yazgımı ört, gelme üstüme.
Ölsem, gam yedirirsin gül bahçende;
Gel de acı, yuf çekme akabinde.
Bir kere derde köz düşmesin felek;
Anamı ağlatır, sonra beni de.
Dünya, hele bir de yalancı dünya;
Her halin yalan, kahpe bozuk dünya.
Belimi büktü, ah bu zalim felek;
Malum, fanisin sen, fanisin dünya.
Ne gül ne bülbül ömre bâkî iken;
Talih denen şey, kader, kısmet iken.
Gelir ve gider, tokat vurur felek;
Âlem iki kapılı bir han iken.
Henüz ayrılanın dur durağı yok;
Ah ah, gayret kalbim, dert çok derman yok.
Çok ağlattın, hiç güldürmedin felek;
Bu cihanda yok bir dert ortağım yok.
Sanki ecel vakti ensemde kılıç;
Alnıma aşk aşk diye yazmış yargıç.
Bundan gayri yardan el çek ey felek;
Ölüm son değil, vuslata başlangıç.
Kahır pençesine yaşla tutundum;
Ahla bir Yusuf yükü çekiyorum.
Tüten ocağımı söndürdün felek;
Etme yeter, ben de Allah kuluyum.
Başım sonum bir avuç kuru toprak;
Dirhem dirhem yakıp dağlasın bırak.
Hep kelek yedirdin, hep bana felek;
Yak beni öyle, onulmaz dertte yak.
Yeter, dönme üstümde, yeter felek;
Tas tas ağu içirdin hain felek.
Taştan taşa vurdun, savurdun yele;
Vermedin gönül muradımı felek.
Halil Kumcu
6 Mayıs 2024 / Pazartesi / Ankara