"Aşkın izi kalır mı bilemem, ama terkedilmiş bir kalp, geçmişin gölgelerinde yitik bir zaman parçası gibi yalnız ve sessiz kalır."
"Aşkın izi kalır mı bilemem, ama terkedilmiş bir kalp, geçmişin gölgelerinde yitik bir zaman parçası gibi yalnız ve sessiz kalır."
DÖNMEMECESİNE BIRAKTI GİTTİ
Yine aynı hikâye, bildik ima;
Bir bakışla aklımı çeldi gitti.
Ne zaman, nasıl gitti diye sorma,
Yalancı bir gülüşle yaktı gitti.
Seneler oldu, bir türlü dönmedi;
Kaç tren gelip geçti de o gelmedi.
Aklıma çizdiğim yüzü eskidi,
Acıları kanatıp deşti gitti.
Of, her yanım titriyor kandil gibi;
Küstü dala nisan güneşi gibi.
Dolandırdı beyhude yalan gibi,
Dertli garip gönlümü yıktı gitti.
Hasretlik hiçbir şeye benzemiyor,
Tarifsiz bir hüzün barındırıyor.
Behey ömrüm, düş kurmakla geçiyor;
Düzmece hayal gibi geldi gitti.
Terkedilmiş virane ev gibiyim,
Yosun tutmayan eski taş gibiyim.
Güle yâr olmayan bülbül gibiyim;
Gözümden kanlı yaşla aktı gitti.
Canım bahar bitmiş, kış çoktan gelmiş,
Cıvıl cıvıl kuş sevincim de neymiş.
Sevda ipi boğazıma dizilmiş,
Yâr, elimden elini çekti gitti.
Nereye gitti o sevgi, kadınım?
Niye gitti ki ben nefessiz kaldım.
Bir zaman parçasında âşık çağım,
Parmaklarımdan sanki kaydı gitti.
Hüzünden gölgeler yağdı üstüme,
Aklıma çizdiğim yüzü geceme.
Beynimi kemirir, düşer dünüme;
Binlerce yitik yılı gömdü gitti.
Dayandı kapıma aşk ateşiyle,
Hiçbir cümleye sığmadı yaş ile.
Şu sol yanım ağrıyor bu işgale;
Yaralı kalbimi terkedip gitti.
Kumcuoğlu tam göğsünden asıldı,
Ölüm evrakına mühür basıldı.
Birkaç günlük fasılalı ağıtı
Dönmemecesine bıraktı gitti.
Halil Kumcu
18 Haziran 2024 / Salı / Ankara