"Ölümün eşiğinde, yaşamın derin yalnızlığı daha belirgin hale gelir; her an, unuttuklarımızın ve hatalarımızın yankısını getirir."
"Ölümün eşiğinde, yaşamın derin yalnızlığı daha belirgin hale gelir; her an, unuttuklarımızın ve hatalarımızın yankısını getirir."
ÖLÜM DÖŞEĞİ
Yaşamak; ölümün kardeşi olan yaşamak.
Suçüstü yakalanan bir çocuk gibiyim.
Geleceğini kestirmek güç,
Bir ceylan kadar masum ve ürkek kalbim.
Gecenin bir vakti, o kör karanlıkta,
İçinden gelen o dürtünün hepsi;
Ruhunun bedenini terk etmesi,
Can düşmanına dönüşmesi.
Ölüm gibi ağır unutmak için meret,
O gözlerimdeki kıvılcım söner resminle.
Her ne olursa olsun,
Yerle gök arasında bir araya gelse bile.
Kalbimden onun ruhu bir türlü çıkmıyor ki,
Bitap düşmüş üşümüş nida.
Az buçuk idrak edip,
Göklere gitmek istiyor hayda.
Gamda sanki bir eksiklik var,
"Allah!" diye bağırsam ruhum kabzedilecek,
Kalbinin sol karıncığındaki,
Ya da yanağındaki gamzeye gömülecek.
Kırış kırış suratım gözüne çarpıyor;
Benim gibi günahkârlar için,
Mutlak son ölüm,
Hassas terazilere haber verin.
Feleğin nasıl bir oyunuysa bu,
Bu sayıklamalar yürek parçalayıcı.
Yedi ceddimden kaçmakla olmuyor,
Bu ne tedirgin edici bir duygu yazıcı.
Dalgın bakışlar süzgün gözlerde,
Ağır yara aldı son nefes.
Hele bir de ağır suçlama,
İçimi ürpertiyor senden rastgelen o ses.
Ah! Unutmak istiyorum,
Ve o an kendimi çok yorgun hissediyorum.
Ödümü patlatan o yalnızlık hissi üzerimde,
Ölüm döşeğindeki yaşlı bir adam gibi kaybediyorum.
Halil KUMCU
4 Aralık 2023 / Ankara / Pazartesi