"İçindeki boşlukları, dışındaki seslerle değil, kalbinin yankılarıyla doldur."
"İçindeki boşlukları, dışındaki seslerle değil, kalbinin yankılarıyla doldur."
İDAM
Her gün ölmek var ya,
Yokluk kapısında hiç olmak,
Her damla yaşla süzülürken sala,
Mevsimin yalnızlığına gem vurmak.
Geç kalmışlığın pişmanlığı içinde,
Boğazım satır satır düğümlenir.
Yüreğimin varamadığı dipsiz kuyulara,
Eksik kalan yanımı taşır.
İnsan insanın aynası,
Bu da bir rüya,
En aldatıcı olanından.
Ömrümün kışına çiçek açtıramadım, ağlaya ağlaya.
Beyhude ümitlerle,
Seni andım en derinden yine dün gece.
Geçtim gönül bahçenden,
Sen yalancı omuzlarda gölgelenirken gizlice.
Dünya fani, bense ölümlüyüm,
Kabre girmeden kurtlandı naaş.
Kâbe’mi yıkmaya gelen Ebreh’e,
Hâlâ durur şuramda kuşların bıraktığı o son taş.
Hazanda her yer karanlık, güneşsizim,
Mahkûm ettin idama bir ip, bir sehpa.
Bir tekme vur ki iliklerime kadar titresin,
Ağır geliyor gırtlağıma kalbimdeki bu çıpa.
Halil Kumcu
23 Haziran 2020 / Çarşamba / Ankara